15 Şubat 2009 Pazar


BEKLİYORUM

Gürül gürül kaynayan sobanın üstündeki porselen demliğin fıkırtısı kahve içme vaktini haber veriyordu. Bu bahar kararlıydım; penceremin önüne küçük bir saksı fesleğen yerleştirmeye.

Oldum olası doğayı sevmişimdir. Ormandaki rengarenk kır çiçeklerini kopartmaya kıyamam. Vazoda 3-5 gün gözüme hoş bir görüntü oluşturmalarındansa kim bilir kaç kişiye o hoşluğu yaşatması daha anlamlı değil mi?

En azından doğa konusunda bencillliği bir kenara bıraksak!

Bir dolu çiçekçide bir dolu çeşit çiçek mevcut. Bunlardan illaki beğendiklerimiz olacaktır.

Ancak, doğadan bitkilerin ertesi yıl yaşayamayacak şekilde, soğanlarıyla alınmasına sonuna kadar karşıyım.


Kıssadan hisse; çiçekler vazoda değil toprağında güzeldir.

22 Ocak 2009 Perşembe


SUMMER WİNE


Şimdiden baharı duyumsayanlara, hatta biraz daha fazlası :)

Ville Valo:
• Art is always criticized and always an outsider gets the blame.
• I love hearts. They are symbols for life, love and humanity.





NOT: +16 uyarısı yapılmıştı bir yerde

21 Ocak 2009 Çarşamba





PROFİLİM'DEKİ FOTOĞRAF


Geceden belliydi manzara yine de uyandığımda ve odamda pencereden baktığımda bir kâşif gibi sevindiğimi anımsıyorum. Kimsenin bilmediği, daha önce görmediği ve belki de görmek istemediği apaçık bir dehliz gibi... Koşarak uzun zamandır elimi sürmediğim fotoğraf makinemi aldım ve çektim. Fotoğraf makinem manuel olduğu için ve acemiliğe yeniden başlangıç yaptığım için biraz telaşlıydım. Bütün pozları bir anda bitirip, tab ettirmek istiyordum filmi. Üşüdüğümü anladığımda aynı anda karnımdaki gurultuyu duyunca, sıcacık mutfak imgesi belirdi. Yine de fotoğraf makinemi yanıma aldım...
İmge gibi mutfak sıcacıktı. Kahvaltı sofrası hazır beni bekliyordu. Dün patronuma mesaj yazmayı (felaket kar var yol şimdiden kapandı yarın işe gitmem mümkün değil...) ve garantiye alıp konuşmayı akıl ettiğim için kendimi kutladım. Kızarmış ekmekler ve sıcak çay eşliğinde kahvaltı nefisti. Bir gazetemiz yoktu o da olsa değmeyin keyfime. İşte bu dedim yavaş yavaş nefes almaya başlamıştım. Heryer bembeyazdı bense baharın geldiğini duyumsuyordum...

18 Ocak 2009 Pazar




YALAN SES

Ben seni duvarların arkasına sakladım,
Karşıdan düz taş.
Varsın hepsi yanılsın, sevincime son yok:
Bahçem yalnız benimsin.

Bilerek değişik anlattım, seni duvar sandılar
Değilsin.
Gözler üstünkörü gördü:
Bahçem yalnız benimsin.

Ben buralardan giderken
Sen de benimle gelirsin.
Bizimle biter hikâye, geride kalan yalan ses:
Bahçem yalnız benimsin.

Behçet Necatigil